Bilgisayar fikrinin çok eskilere
dayanmadığını görürüz. Daha 1830′larda Charles Babbage (1792-1871) fark
makinesini ve ardından analitik makineyi yapmasıyla hesaplama işlerinin elektro
mekanik araçlara yaptırılması ve sonuçların elde edilmesi görüşü doğmuştu.
Charles Babbage yaptığı bu makineler ile başarılı sonuçlar elde edememesine
rağmen, bilgisayarların temelinin onun tarafından atıldığı kabul edilmektedir.
1850 yılında
George Boole kendi adıyla anılan ve sadece 1 ve 0 rakamlarının kullanıldığı
Boole Cebiri sistemini bularak, bilgisayarların gelişimi üzerinde önemli rol
oynamıştır.
1890′da Herman
Hollerith tarafından, delikli kartlarla bilgilerin yüklenebildiği ve bu
bilgiler üzerinde toplama işlemlerinin yapılabildiği bir elektro mekanik araç
geliştirdi. Bu hesaplayıcı ABD’nin 1890 nüfus sayımında başarılı biçimde
kullanıldı.
İlk analog
bilgisayar 1931 yılında Vannevar Bush tarafından gerçekleştirildi. Buna karşılık,
ilk sayısal bilgisayarı George Stibiz 1939′da New York’taki Bell
Laboratuvarında üretti. Stibiz ikili sistemi bu makinaya uygulayarak komplex
sayılarla aritmetik işlemler yapılmasını sağladı.
Bilgisayarlar
konusunda en önemli ve hızlı gelişmelerin 2. Dünya Savaşından sonra başladığı
görülüyor. Haward Aitken IBM ile işbirliği yapmak suretiyle 1944′de MARK I’i
tamamladı. Bu bilgisayar küçük kapasiteli olmasına rağmen o günün koşullarında
büyük bir başarı olarak kabul edildi. MARK I’e bilgiler delikli kartlarla
veriliyor ve sonuçlar yine delikli kartlarla alınıyordu.
Bilgisayardan, PC, Kişisel Bilgisayar, IBM-uyumlu
bilgisayar diye söz edildiğini, kimi zaman 386,486, Pentium adlarıyla
adlandırıldığını duymuş olmalısınız. Biraz daha ileri giderek, ISA, EISA, PCI
bilgisayarlardan da söz edildiğine rastlamışsınızdır. Biraz daha teknik konulara
meraklı olanlar, AT, XT, Ps/2 gibi terimlere de aşina olmalılar.

0 yorum:
Yorum Gönder