Ram nedir?
"Random Access Memory"
yani rastgele erişimli bellek demektir. Veri depolanabilir, silinebilir,
okunabilir, değiştirilebilir. Elektrik kesintisi veya makineyi kapatma
durumunda Ram bellekteki tüm bilgiler silinir
Başka
bir deyişle RAM bellek boşalır.
Bellek bilgisayarın direk olarak performansını
etkileyen bir birimdir. Bilgisayarınız ne kadar hızlı olursa olsun belleği
düşükse çok yavaş çalışır. Makinenizin ihtiyacından daha aşağı bir bellek bu
bilgisayarın yeterli performans göstermesini engeller. Ancak ihtiyacından fazla
RAM olması makineyi daha hızlı da yapmaz.
RAM Bellek Çeşitleri
Manyetik Çekirdek Bellek
Elektroniğin gelişim süreci sırasında ilk üretilen bellek türüdür. Manyetik
bellekler isminden de anlaşılacağı üzere manyetik yapıda kayıt yapmaktaydı. Bu
bellekler çok uzun süre kullanılmamıştır.
Dinamik RAM (DRAM)
Eğer RAM bellek kondansatör yapıya sahipse dinamik RAM olarak tanımlanır. Bu
model kuşkusuz manyetik bellek modellerine göre çığır açan bir teknoloji
ürünüdür. Ama en iyi RAM modeli değildir. Dinamik RAM bellek, kapasitör yapıda
oldukları için devamlı olarak belirli bir akımda beslenmesi gerekir. Bu sırada
hafıza görevindeki kapasitörler şarj-deşarj olur. Şarj-deşarj durumundan dolayı
hızda kayıp olur. DRAM ilk üretildiğinde FPM RAM ismiyle tanıtılmıştır. Ayrıca
DRAM ekran kartında ve taşınabilir bilgisayar sistemlerine ait özel adlar ile
de anılırlar.
Statik RAM (SRAM)
Statik RAM modeli ise yarı iletken maddelerden oluşur. Yarı iletkenlerin
anahtarlama özelliği sayesinde DRAM modelinin aksine RAM üzerine veri
geldiğinde çalışır diğer durumlarda bellekler durağandır.(statiktir) SRAM, DRAM
türüne göre daha hızlı çalışırlar. Fakat maliyetinin yüksek olmasından dolayı
çok özel sistemlerde kullanılır. Bilgisayar ana kart içerisinde sadece Cache
bellek içerisinde SRAM kullanılır.
FlashRAM (FRAM)
Pek çok kez sızıntı akım hakkında bazı şeyler duyarız.
Mesela insanlar, elektronik ürünlerin fişini çekin çünkü onlar çalışmadığında
bile akım çekiyor diye söyler.İşte yukarıdaki duruma sebep olan ürün FRAM dir. Bu bellekler radio, video player, televizyon gibi aletlerin bazı özelliklerini kaybetmesini engellemek için kullanılır. Az bir enerji tüketimi ile verileri saklarlar.
VideoRAM (VRAM)
Video ve ekran kartları için üretilmişlerdir. Gerçek anlamda DRAM den bir
farkı yoktur. Fakat bilgisayarların karmaşıklaşması ile birlikte işlemciye
verilerin daha hızlı aktarılması için ana kart dan ayrı olarak ekran kartına
tümleşik RAM üretilmiştir.
RAMDAC (Dijital Anolog Dönüştürücü RAM)
VGA ekran modelleri sadece analog görüntüyü ekranda gösterebilir. Bundan
dolayı ekran kartlarında RAMDAC denilen RAM kullanılmaktaydı. Bu modül yardımı
ile dijital görüntü verileri analog verilere çevriliyordu. LCD ve LED
ekranların çıkması ile bu sorun ortadan kalkmıştır.
İşlemci Paketleri
İşlemcilerin farklı şekil, boyut ve harici özellikleri vardır. Bu
özelliklere işlemcinin paketi denir. İşlemcilerin gelişim süreçlerinde,
üreticiler işlemcileri ana karta bağlayan ayak
sayılarının artması, işlemci ısınmalarını engellemek amacıyla yapılan değişiklikler, kimi
parçalarda anakarta bağımlılığı ortadan kaldırma gibi amaçlarla değişik paketlemeler
kullanmaktadır. Bunlardan bir tanesi olan slot tipi paketleme (SEC=Single-Edge Cartridge),
1990’lı yılların başında piyasaya sürüldü. Slot tipi işlemciler artık üretilmemektedir.
Alt tarafında çeşitli sayıda pin bulunduran işlemci paketlemesine PGA (pin grid array)
adı verilir. Paketteki ayak sayısına göre paketler isimlendirilir. Örneğin, 423 ayak Pentium 4 paketi ve 478 ayak Pentium 4 paketi. Bu paket yapısındaki işlemcilerin takıldıkları soketler ise soket 423 ve soket 478 olarak isimlendirilir. Üreticiler bunların dışında da farklı paketlemeler yapmaktadırlar. Farklı bir paketleme olan LGA paketinde işlemci ayaklarının yerini elektrik iletimini sağlayan iletim noktaları almıştır. Pin yerine iletim noktalarının kullanımı elektrik sinyallerinin iletim yolunu kısaltmış, böylelikle sinyal iletim hızı artmıştır
sayılarının artması, işlemci ısınmalarını engellemek amacıyla yapılan değişiklikler, kimi
parçalarda anakarta bağımlılığı ortadan kaldırma gibi amaçlarla değişik paketlemeler
kullanmaktadır. Bunlardan bir tanesi olan slot tipi paketleme (SEC=Single-Edge Cartridge),
1990’lı yılların başında piyasaya sürüldü. Slot tipi işlemciler artık üretilmemektedir.
Alt tarafında çeşitli sayıda pin bulunduran işlemci paketlemesine PGA (pin grid array)
adı verilir. Paketteki ayak sayısına göre paketler isimlendirilir. Örneğin, 423 ayak Pentium 4 paketi ve 478 ayak Pentium 4 paketi. Bu paket yapısındaki işlemcilerin takıldıkları soketler ise soket 423 ve soket 478 olarak isimlendirilir. Üreticiler bunların dışında da farklı paketlemeler yapmaktadırlar. Farklı bir paketleme olan LGA paketinde işlemci ayaklarının yerini elektrik iletimini sağlayan iletim noktaları almıştır. Pin yerine iletim noktalarının kullanımı elektrik sinyallerinin iletim yolunu kısaltmış, böylelikle sinyal iletim hızı artmıştır
işlemci, CPU yani Central Process Unite açılımına
sahip Türkçe anlamıyla Merkezi İşlem Birimi anlamına gelmektedir. İsminden de
anlayacağımız üzere bilgisayardaki bütün işlemleri gerçekleştiren ve gerekli
bölümlere ileten elemandır.
İşlemcinin Tarihi Gelişimi
İşlemcilerin tarihçesine bakacak olursak, ilk
işlemcilerin sadece belirli işlemleri ve hatta çoğu zaman tek bir işlemi
gerçekleştirmeleri için üretildiklerini rahatlıkla görebiliriz. Fakat üretilen
bu işlemcilerin hem üretilmeleri çok pahalıydı hem de yaptıkları işler
fazlasıyla sınırlıydı. 1970’li senelerde mikroişlemcilerin üretilmesi ile
işlemci tasarımları ve kullanım alanları bir hayli genişledi. İlk mikroişlemci
Intel 4004 modeli (1971) ve hemen ardından üretilen ilk geniş kullanım alanına
sahip olan Intel 8080 (1974) modelinin üretilmesiyle beraber merkezi işlem
biriminin çalışma yöntemi tamamen değişti.
Gelişen teknolojiyle de beraber küçük boyutlu
bilgisayarların ve cep telefonlarının üretilmesine olanak tanıyan küçük bir
işlemcinin geliştirilmesi zorunlu hale geldi. Bu sebepten ötürü işlemcilerin
boyutları giderek küçültüldü ve kullanım alanları çok fazla genişledi. İş böyle
olunca bugünkü tabletler, cep telefonları ve saatler gibi icatlar ile oldukça
işlevsel boyutlar kazandı. Bugün işlemciler; çamaşır makinelerinden
otomobillere, bilgisayarlardan buzdolaplarına kadar birçok yerde
kullanılmaktalar.
İşlemciler Ne İşe
Yarar? Nasıl Çalışır?
Mikroişlemcilerin yapısında milyonlarca sayıda
transistör denilen yarı iletken malzeme bulunur. Elektrik sinyalleri bu
transistörlerden geçerek toplama, çıkarma, çarpma ve bölme gibi aritmetiksel
işlemleri ve 1-0 dediğimiz doğru-yanlış, var-yok, açık-kapalı gibi de mantıksal
işlemlere dönüştürülür. Bu işlemlerin yapıldığı bölüme ALU yani Aritmetik ve
Mantıksal İşlem Birimi adı verilmektedir. Bunların yanında da işlemcide,
kontrol ve denetleme mekanizmaları ve veri yolları bulunmaktadır.
Temel İşlemci
Bileşenleri:
ALU(Aritmetik ve Mantıksal İşlem
Ünitesi): İşlemcinin birinci dereceden önem taşıyan birimi. Toplama, çıkarma,
çarpma ve bölme işlemleri ve bunun yanında mantık işlemleri denilen
doğru-yanlış komutlarını dönüştürür. ALU ne kadar fonksiyona sahipse işlemci o
derece değerli sayılır.
Kaydediciler(Registers): RAM yani ana bellekteki
veriler işlenmek üzere işlemciye taşındığında geçici olarak işte bu
kaydediciler biriminde beklerler.
Veriyolu (BUS): İşlemcinin diğer
donanım üniteleriyle alışverişini sağlayan iletken elektriksel bağlantılarıdır.
Komut Çözücü(Instruction Decoder): İşlemcinin
işlemesi gereken kodların icra edilmesi için işlemleri başlatır ve komutların
doğru çalıştırılması için gerekli işlemleri sağlar.
Ana kartlar aslında
yıllardan beri kullanılan devre kartlarından başka bir şey değildir. Fakat
teknolojiyle birlikte gelişerek sıradan bir devre kartı olmaktan çıkmış ve
başlı başına bir teknoloji ürünü olarak görülmeye başlanmıştır. İlk ana kart
1982 yılında IBM bilgisayarlarda kullanılmıştır. 1982’de kullanılan ana kart
ile günümüzde kullandığımız ana kartlar arasında boyutu itibariyle fazla bir
fark yoktur. Büyük devre elemanlarından oluşan bu kartın üzerinde 4.7 MHZ Intel
8088 işlemci, BIOS, bellek ve çeşitli kartların takılabileceği yuvalar
bulunuyordu. Eğer bu bilgisayara disket sürücü, paralel çıkış veya başka bir
şey takmak isterseniz ona uygun bir kart alıp ana karta takmanız gerekiyordu.
Ana kart Modern bir bilgisayar gibi karmaşık bir elektronik sistemin birincil ve en merkezî baskılı devre kartıdır. Apple bilgisayarlardaki muadilinelogic board (lojik kart) denir ve bazen mobo olarak kısaltılır.
Fiziksel yapı olarak ana kartlar özel alaşımlı bir blok üzerine yerleştirilmiş ve üzerinde RAM yuvaları genişleme kartı slotları devreler ve yongalar bulunan kare şeklinde bir plakadır. Bu plaka çalışma sistemimizi organize eder. Bu organizasyon ana kart üzerinde ki yonga setleri sayesinde olur.
Bu terimi her ne kadar bilgisayarlarla ilgili olarak kullansak da ana kartlar, televizyonlardan bilgisayarlara kadar bir yelpazede değişik elektronik cihazlarda bulunmaktadır. [url=http://pcdestek.blogspot.com.tr/][/url]
Bilgisayarlar için ifade edecek olursak, ana kart bilgisayarınızın bütün parçalarının ve çevre birimlerinin bağlandığı ve bu birimlerin arasındaki iletişimi sağlayan elektronik devredir.
Bilgisayar donanımlarını birbirlerine bağlamak ve koordineli halde çalışmalarını sağlamak için kullanılan bir donanımdır. Parçaların aralarında iletişim kurmasını ve gerekli işlemlerin gerçekleşmesini sağlamak için ana kartlar üzerinde harici işlemci yanında kart işlemcileri de bulunmaktadır. Chipset olarak ta adlandırılan bu işlemcilerin bilgisayar performansı üzerinde çok etkili oldukları bilinmektedir.
Dahili parçaları birbirine bağlamanın yanında bilgisayarı dış çevre ile iletişimini (ses, görüntü, veri) sağlamak içinde üzerinde portlar bulunmaktadır. Kısaca bilgisayarların olmazsa olmaz parçasıdır. Günümüzde birçok ana kart üreticisi firma (intel, asus, gigabyte, msi vs..) genellikle birkaç chipset üreticisinin işlemcilerini kullansalar bile kartlar üzerindeki diğer donanım ve araçlar ile birbirlerine karşı üstünlük sağlamaya çalışmaktadırlar.
Ana kart Modern bir bilgisayar gibi karmaşık bir elektronik sistemin birincil ve en merkezî baskılı devre kartıdır. Apple bilgisayarlardaki muadilinelogic board (lojik kart) denir ve bazen mobo olarak kısaltılır.
Fiziksel yapı olarak ana kartlar özel alaşımlı bir blok üzerine yerleştirilmiş ve üzerinde RAM yuvaları genişleme kartı slotları devreler ve yongalar bulunan kare şeklinde bir plakadır. Bu plaka çalışma sistemimizi organize eder. Bu organizasyon ana kart üzerinde ki yonga setleri sayesinde olur.
Bu terimi her ne kadar bilgisayarlarla ilgili olarak kullansak da ana kartlar, televizyonlardan bilgisayarlara kadar bir yelpazede değişik elektronik cihazlarda bulunmaktadır. [url=http://pcdestek.blogspot.com.tr/][/url]
Bilgisayarlar için ifade edecek olursak, ana kart bilgisayarınızın bütün parçalarının ve çevre birimlerinin bağlandığı ve bu birimlerin arasındaki iletişimi sağlayan elektronik devredir.
Bilgisayar donanımlarını birbirlerine bağlamak ve koordineli halde çalışmalarını sağlamak için kullanılan bir donanımdır. Parçaların aralarında iletişim kurmasını ve gerekli işlemlerin gerçekleşmesini sağlamak için ana kartlar üzerinde harici işlemci yanında kart işlemcileri de bulunmaktadır. Chipset olarak ta adlandırılan bu işlemcilerin bilgisayar performansı üzerinde çok etkili oldukları bilinmektedir.
Dahili parçaları birbirine bağlamanın yanında bilgisayarı dış çevre ile iletişimini (ses, görüntü, veri) sağlamak içinde üzerinde portlar bulunmaktadır. Kısaca bilgisayarların olmazsa olmaz parçasıdır. Günümüzde birçok ana kart üreticisi firma (intel, asus, gigabyte, msi vs..) genellikle birkaç chipset üreticisinin işlemcilerini kullansalar bile kartlar üzerindeki diğer donanım ve araçlar ile birbirlerine karşı üstünlük sağlamaya çalışmaktadırlar.
JAVA: Bir programlama dilidir. Genellikle internet üzerinde kullanılır. Bu dil ile yazılan programlar tüm işletim sistemlerinde çalışır.
javascript: İnternet üzerinden aktarılan sayfaların programlanabilir olmasına yarayan bir script dilidir. HTML sayfalarının arasına sıkıştırılan kod sayfalarından oluşturulur. Sayfa açıldığında kullanılan browser bu kodları yorumlar.
JAVA BEANS: Java dili ile yazılmış component’lara verilen isimdir.
JOB: İş. Bilgisayar üzerinde kendi başına bir bütünlüğü olan işlemlere verilen isimdir.
JOIN: Veritabanlarında iki ayrı tabloda yer alan verilerin birleştirilmesi işlemi.
JOYSTICK: İmleci ya da başka bir görüntüleme simgesini ekran üzerinde tüm yönlere hareket ettirebilen kol mekanizmasına verilen isimdir.
JPEG/Joint Photographic Experts Group: Görüntü sıkıştırma tekniği. Sıkıştırma oranı fazla değildir. Resim sıkıştırıldıktan sonra açıldığında bir miktar görüntü kaybı olur.
JUMPER: Bir elektrik devresini kapamaya yarayan metal köprüdür. Jumper’lar kullanıldıkları devrenin çalışma şartlarını belirler. Genellikle harddisk ve anakartlarda kullanılır.
JUSTIFICATION: Kelime işlem programlarında metnin kenarlara yanaştırılması işlemine verilen isimdir
IBM COMPATIBLE: IBM uyumlu.
IBM PC: IBM firması tarafından üretilen bilgisayarlardır.
ICON: Simge. İşletim sistemi veya programlarda bir nesneyi temsil eden resimlerdir.
IDE/Intelligent Drive Electronics: Sabitdiskleri bilgisayarlara bağlamak için kullanılan arayüzlere denir.
IDENTIFIER: İsim. Bir değişkene verilen isim.
IEEE/Institute of Electrical and Electronic Engineers: Elektrik ve elektronik mühendisleri enstitüsü. Bilgisayar ve elektrik endüstrisi için standartlar belirleyen kurum.
IMAGE ENHANCEMENT: Görüntü geliştirme. Bilgisayar üzerindeki görüntü kalitesini geliştirme işlemi.
IMAGE PROCESSING: Görüntü işleme. Görüntülerin işlenmesi anlamında kullanılan genel bir ifadedir.
IMPORT: Almak. Başka bir yazılım veya yazılımın eski sürümü tarafında üretilen verilerin kullanılan yazılım tarafından işlenebilir hale getirilmesi işlemi.
INCLUSIVE OR: Bir operatör türüdür. Bu operatör kullanılarak oluşturulan ifade, işleme giren ifadelerden birinin doğru değere sahip olduğu durumlarda doğru olarak değer alır.
INCREMENTAL BACKUP: Arttırarak yedekleme. Son yedeklemeden sonra yapılan değişiklikleri içerecek şekilde uygulanan yedekleme işlemidir.
INDEO: Intel Corporation tarafından geliştirilen, hareketli video gösterme teknolojisi.
INDEX: Dizin. Kelime işlem yazılımları dokümanın içinde yer alan kelimeleri bulabilmek için bir liste oluşturur. Bu listeye index denir.
INFORMATION HIGHWAY: Bilgi otoyolu. İnternet üzerinde bulunan bilgileri ifade eden bir terimdir.
INHERITANCE: Nesne tabanlı programlama yaparken bir nesneyi başka bir nesnenin özelliklerini taşıyacak şekilde oluşturma işlemi.
INI FILE: windows işletim sisteminin ayarlarını tutan .ini uzantısına sahip dosyaya verilen isimdir.
INITIALIZE: Programlamada bir değişkene başlangıç değeri atamak için kullanılır.
INK_JET PRINTER: Mürekkep püskürtmeli yazıcı. Kağıda mürekkep püskürterek baskı yapan yazıcı türlerine verilen isimdir.
INPUT: Girdi. Bilgisayar üzerinde giriş yapılan her türlü bilgiye denir.
INPUT DEVICE: Giriş aygıtı. Bilgisayara bilgi girişi yapmak için kullanılan aygıtlara verilen isimdir.
INSERT KEY: Insert tuşu. Klavye üzerinde bulunan ve araya eklemeyi denetleyen tuştur.
INSERT: Araya eklemek. Bir nesneyi iki nesne arasına ekleme işlemidir.
INSERTION POINT: Araya ekleme noktası. Grafik tabanlı yazılımları kullanırken, klavyeden girilen karakterlerin ekranda nereden başlayarak görüntüleneceğini gösteren noktadır.
INSERT MODE: Araya ekleme modu. Yazılacak karakterlerin metinde araya ekleyeceğini belirleyen tuş konumudur.
INSTALLATION: Kuruluş. Bir donanımı veya yazılımı çalışır hale getirme işlemi.
INSTRUCTION: Komut. Genellikle programlamada kullanılan komut ifadesidir.
INTEGER: Tamsayı. Pozitif ve negatif tamsayıları ifade etmek için kullanılan terimdir.
INTEGRATED CIRCUIT-IC: Birleşik devre. Yarı iletken bir maddeden üretilmiş küçük elektronik parçalardır. Birleşik devreler, pek çok elektronik araçta çeşitli amaçlar için kullanılır.
INTEL MICROPROCESSORS: Intel firması tarafından üretilen micro-işlemcilere verilen isimdir.
INTELLIGENT TERMINAL: Akıllı terminal. Kendi üzerinde veri işleyebilen terminal tiplerine verilen isimdir.
INTERACTIVE: Etkileşimli. Çalışma sırasında kullanıcı ile iletişimde bulunan bilgisayar sistemleridir.
INTERFACE: Arayüz. İki farklı bölüm arasında bağlantı sağlayan araç ya da programdır.
INTERLACING: Bilgisayar ekranlarında yüksek çözünürlük sağlamak için kullanılan bir görüntüleme tekniğidir.
INTERLEAVING: Disk üzerindeki sektörlerin düzenlenme biçimine verilen isimdir.
INTERNAL MODEM: Bilgisayar üzerine bir genişleme kartı olarak takılan modem türleridir.
INTERNET: Dünya üzerindeki milyonlarca bilgisayarı bağlayan, çeşitli boylardaki ağlardan oluşan dev ağdır.
INTERPRETER: Yüksek seviye bir dille yazılan bir program kodunu çalıştıran programdır.
INTERPROCESS COMMUNICATIONS-IPC: İşlemlerarası iletişim. Çok işlemli işletim sistemleri arasında işlemlerin birbirleri ile veri değiş tokuşu yapmalarını sağlayan özelliktir.
INTERRUPT: İşletim sistemi veya programlarda olayları haber veren sinyale verilen isimdir.
I/Q INPUT/OUTPUT: Griş/Çıkış. Bir programın çalışırken başka bir kaynaktan veri alması veya başka bir kaynağa veri göndermesi işlemidir.
IRC/Inter Relay Chat: İnternet üzerinde sohbet yapmak amacı ile kurulmuş bir yazılımdır.
IRMA BOARD: IRMA kartı. Kişisel bir bilgisayarın, ana bilgisayarın terminaliymiş gibi görünmesini sağlayan karttır.
IRQ: Bilgisayar üzerindeki aygıtların micro-işlemciye interrupt sinyali göndermek için kullandıkları hat türüne verilen isimdir.
ISA/Industry Standart Architecture: Ankartlar üzerinde kullanılan bir veriyolu mimarisidir.
ISDN/Integrated Services Digital Network: Telefon hatları üzerinden veri gönderimi ile ilgili uluslararası bir standart türüdür. ISDN kullanabilmek için fiber optik kablo gerekir.
ISO/International Standart Organization: Pek çok konuda standartlar belirleyen uluslararası bir kurumdur.
ITALIC: Harflerin sağa yatık olarak yazıldığı fontlar için kullanılır.
x-rays: radyoloji görüntüsü. Röntgen imgesi.
x-windows: X-penceresi. Birçok Unix sistemi tarafından kullanılan grafik nitelikli kullanıcı arayüzü.
y-intercept: Y ekseni kesmesi.
Yaw angle: Rotadan sapma açısı.
Zero-address instruction: Adressiz komut.
Zero-synchronization: Sıfır ayarı.
Zig-zag scanning: Zikzak tarama.
Wait condition: Bekleme durumu. Bir bilgisayarın hiç bir iş yapmadığı, iki işlem arasında beklemede olduğu durum.
WAN (Wide Area Network): Geniş alan ağı. Bir bölge ülke ya da yerküreyi kaplayabilen boyutta, bilgisayarları, uçbirimleri, ve yerel alan ağlarını bağlantılayan veri iletişim ağı.
WAP (Wireless Application Protocol): Telsiz erişim protokolü. Cep telefonu abonelerinin sınırlı bir kanaldan Internet’e erişimlrini sağlayan protokol.
Warping: Bir nesnenin, bir yüzeyin şeklinin kalıcı biçimde bozulması.
Wave: Dalga. Zaman, uzam ya da her ikisinin birden işlevi olan bir görüngü.
Web browser: Internet üzerinde bilgi kaynaklarını aramaya elveren ve bağlantılı metin ve ortamların olanaklarını kullanan istemci yazılımı.
webmaster: Site şefi. Bir örün sitesinin bakımı ve sunucunun iyi işlemesi, yeni örün belgelerinin hazırlanması gibi yükümlülükleri olan uzman.
Window: Pencere. Bilgisayar ekranında komutların yazıldığı ya da bilgilerin gösterildiği alan.
Wireless: Telsiz.
Wiring: Kablo bağlantıları. Elektriksel bağlantıları sağlamak üzere kablo gibi iletkenlerin düzenleşimi, örneğin kablo bağlantı çizeneği, kablo bağlantı aygıtı, kablo bağlantı programı.
Wizard: Sihirbaz, yardımcı program. peş peşe gelen diyalog kutuları sayesinde kullanıcıya zor bir görevin yerine getirilmesinde yardımcı olan ve bir yazılımla tümleşik sunulan yardımcı yazılım.
Word: Sözcük. Bir bütün olarak değerlendirilen bit dizisi.
Workshop: Çalıştay. Belirli bir uzmanlık alanında, bir sorunu irdelemek üzer toplanmış kişilerin etkinliği.
Workspace: Çalışma alanı. Robotbilimde bir robotun iki ana hareket ekseni boyunca erişebileceği noktaların belirlediği uzay.
Workstation: İş istasyonu. Video uçbirim ve klavye ile donatılmış veri giriş ve çıkışı için kullanılan bilgisayar dizisi.
Worm: Kurt. Başlatıldıktan sonra sürekli kendini kopyalayarak bellek yiyen saldırı programı.
Wrap-around: Sarma. Bilgisayar grafiğinde ekranın bir ucundan çıkan bir nesnenin ekranın diğer ucundan girmesi.
Write-protect: Yazmaya karşı koruma. Bir veri saklama ortamında kaza eseri verilerin kaybına yol açacak şekilde yazılmasını önleyici düzen.
Ultrasound: Hızı, ses hızından yüksek olan.
Unavailable: Kullanılmayan, yararlanılmayan.
Under construction: Kurulmakta olan site, yapım aşamasında. Internet ortamında bir örün sitesinin henüz kurulmakta olduğunu belirten deyim.
Underline: Altını çizmek.
Undo: Geri almak, iptal etmek.
Unformatted: Formatlanmamış. Bilgi işlemde giriş ya da çıkış işlemlerinden önce hiç bir düzenlemenin yapılmaması.
Unicode: Dünyanın bütün dillerini kapsayan, karakter başına 16 bit kullanan, dolayısıyla 65.000 karakteri gösterebilen karakter kodlama sistemi.
Uniform: Düzgün, bir biçimli.
Union: Ortaklık. C Programlama dilinde birden fazla tip sahibi olup herhangi bir anda ancak bir tipte olabilen değişken. Veritabanında yapılan aramada iki arama anahtarının birlikteliği.
Unit: Birim, aygıt. Bir işi yapacak olan alet, aygıt, sistem.
Universal: Evrensel, genelgeçer.
Unpack: Açmak. Bilgi işlemde verileri yoğunlaştırılmış biçimden özgün biçimlerine getirmek.
Unsigned: İşaretsiz.
Unzip: Zip sıkıştırmasını açmak.
Update: Güncelleme. Bir bilgi işlem sisteminde yeni bilgiler eklemek, eski bilgileri tazelemek gibi etkinlikler; örneğin dosya güncelleme.
Upgrade: Niteliğini iyileştirmek, sınıf atlatmak. Bilgisayar yazılım ya da donanımını daha iyisi ve yenisiyle değiştirmek.
Uplink: Bir uyduda yer istasyonundan bilgi gönderen kanal.
Upload: Yukarı yönde yükleme. Herhangi bir bilgi depolama yerinden, çoğunlukla kişisel bi bilgisayardan, genellikle daha üstün bir bilgisayar belleğine veri gönderme.
Usability: Kullanılabilirlik. Bilgi işlemde kullanımı kolay ve anlaşılır olan yazılım veya donanım.
User: Kullanıcı. Bir sistemin hizmetlerine gereksinen herhangi biri. Örneğin kullanıcı erişimi, kullanıcı kodu, kullanıcı arayüzü , kullanıcı etiketi, kullanıcı terminali.
Userid: Kullanıcı adı. Bir bilgisayar sisteminde bir kullanıcıyı tanıtan özel karakter dizgisi.
Utility program: Yardımcı program. Bir bilgisayarın sistem yazılımıyla birlikte kullanıcıya sunulan, veri dosyalarını aktarma, dosya sıralama, birleştirme gibi kullanıcının sık sık gereksinime duyabileceği hizmetler için parametrelerle yönetilen genel yordamları içeren yazılım.
Validation: Sağlama, geçerlilik sınaması. Bir ölçme aracı ya da ölçümün konusuna uygunluğunu ve her türlü dizgeli, dizgesiz yanılgıdan arınmışlığını gösterme.
Value: Değer. Bir simgeye karşılık gelen nicelik ya da tutar. Bir simgeye, parametreye, değişkene atanan değer.
Variable: Değişken. Değeri değişebilen ve çoğunlukla ölçülebilen bir nicelik ya da özellik. Programlama dillerinde herhangi bir anda tek bir tane olmak üzere farklı değerler alabilen dil nesnesi.
Vector: Vektör, yöney. Sıralı sayı kümesi ile tanımlanan nicelik. Bilgisayar grafiğinde yönlü doğru çizgi.
Verification: Doğrulama. Bir sistem ya da bileşenin geliştirilme sürecinde belirli bir evresinin istenen koşulları sağlayıp sağlamadığının saptanması.
Version: Sürüm. Bir belge ya da yazılım programının başlangıçtaki dağıtımı ya da aradaki düzeltmeleri de içeren ara dağıtımı.
Vibration: Titreşim. Esnek bir maddenin ya da dalgalanan bir ortamın denge durumundan ayrılıp bırakılmasıyla başlayan yinelemeli devinim.
Video card: Grafik kartı, video kartı. Bilgisayarın ürettiği grafik ve verileri saklayan ve ekrana sürekli tazeleyerek getiren ekleme kart.
Video compressor: Video sıkıştırıcısı. Video işaretlerini sayısal olarak sıkıştırarak iletim bant genişliği ve bellek hacmini azaltan aygıt ya da yöntem.
Video conferencing: Videokonferans. İki ya da daha çok nokta arasında iki yönlü konuşma ve görüntünün aktarımı ile oluşturulan iletişim oturumu.
Video streaming: Duraksız video aktarımı. Internet üzerindeki video dosyaların gerçek zamanda okunması.
View: Bakış. Veri yönetiminde ilgili alanların, sınıfların, ilişkilerin, özelliklerin, kısımların vb. Belirli bir amaca yönelik olarak derlenmesi.
Viewpoint: Bakış açısı.
Virtual: Sanal. Görünürde gerçek gibi olup, aslında başka araçlarla hayata geçirilen.
Virus: Virüs. Bir bilgisayarda sistem öz kaynaklarını boğacak şekilde belleği bozan program.
Visibility: Görünürlük. Bilgisayar grafiğinde bir öğrenin ekranda görünüp görünmeyeceğini belirleyen özellik.
Visual: Görsel.
Voice: Ses
Volume: Gürlük, kazanç. Ses genliğinin düzeyi. Bir nesnenin uzayda tuttuğu üç boyutlu yer.
Tab: Sekme. Yazılan sayfa üzerinde yazıcının ya da sayfanın konumunu ekran ise imlecin konumunu önceden saptanmış belirli bir yere atlatmak.
Table: Çizelge, tablo. Kullanıma elverişli biçimde sıralanan sayısal bilgiler dizgesi.
Tablet: Düz bir yüzey üzerinde bir kalemin konumunu koordinat verilerine dönüştüren bilgisayar giriş birimi.
Tag: Bir veri kümesi hakkında kimlik ve diğer bilgileri taşıyan karakter kümesi.
Tape: Manyetik bant. Manyetik özellikli ve kayıt amacıyla kullanılan bant. Örneğin manyetik bant sürücüsü, manyetik bant etiketleri.
Target: Hedef. Bilgisayarda verilerin yazıldığı bellek aygıtına ilişkin. Bir komutun gönderilmiş olduğu program ya da sistem. Gönderilen bilginin amaçlandığı alıcı.
Task: Görev. Çoklu programlamalı ya da çoklu-işlemcili bir ortamda bilgisayar tarafından bir iş öğesi olarak ele alınan bir ya da daha çok komut dizesi. Yönetim tarafından muhasebesi yapılabilen en küçük iş parçası.
Task bar: Görev çubuğu. windows işletim sisteminde sıkça kullanılan değişik yazılımların başlatma simgelerini içeren dikdörtgen alan.
TCP/IP: TCP/IP, Transmission Control Protocol/Internet Protocol. Hem yerel hem de geniş alan ağları üzerinde uçtan uca eşdüzeyli birimler arasında bağlantıyı sağlayan iletişim protokolleri.
Telecommunications: Teleiletişim. Bilginin üretilmesi, saklatımı, başka yere iletimi, işlenmesi ve tüketimini sağlayan kablo, radyo, optik ve diğer elektromanyetik sistemler.
Telephone network: Telefon ağı. Birincil olarak telefon hizmeti vermek üzere kurulmuş teleiletişim ağı.
Telnet: Telnet. TCP/IP üzerinde çalışan ve uzaktaki bir bilgisayara erişip ekranda o sistem yakındaymış gibi çalışma ortamı sağlayan uygulama protokolü.
Temperature sensor: Sıcaklık algılayıcısı. Sıcaklığa tepki veren ve elektriksel bir çıktı ya da mekanik bir eylemle sonuçlanan algılayıcı.
Template: Şablon. Ortak özellikleri olan nesneleri yaratmakta ya da bulmakta kullanılan model.
Temporary data: Geçici veriler. Sadece ilgili sürecin yaşamı boyunca tutulan veriler.
Tera: Tera. Onlu gösterimde onun onikinci kuvveti. 1.000.000.000.000.
Terminal: Uçbirim, terminal, bağlantı ucu. Şebekeden aldığı bilgiyi kullanıcıya uygun bir biçimde sunan kimi tamamlayıcı işlevleri de yerine getiren, kullanıcının yakınında bulunan donatım. Bir veri iletişim ortamında veri giriş-çıkışını sağlayan donanım birimleri topluluğu.
Text: Metin, yazı. İki boyutlu ve kolayca anlaşılmak amacıyla düzenlenmiş (örneğin kağıda basılı ya da ekranda görünür biçimde) bilgi. Bu bilgi simgeler, tümceler, resimler, çizenekler, çizelgeler şeklinde olabilir.
Texture: Doku. İmge işlemede bir bölgedeki piksellerin gri tonlamalarının uzamsal düzenleşimi.
Thread: İzlek. Bir elektronik forumda tartışmanın çizgisi. Bir bilgi işleme sürecinde gerçekleştirilebilecek en küçük işlem birimi. Bir süreçte tek bir kontrol akışı.
Threat: Tehdit. Bilgisayar güvenliğinde bilgi sistemini örseleyebilecek, bilgileri açığa çıkarabilecek, hizmet vermeyi engelleyebilecek, herhangi bir durum ya da olay.
Threshold: Eşik. Üstünde olunduğunda bir şeyin doğru ya da çalışır duruma geçtiği, altında olunduğunda da tersinin geçerli olduğu değer, düzey ya da nokta. Bir fizyolojik ya da psikolojik etkinin kendini göstermeye başladığı durum.
Tick mark: İşaret çentikleri. Bir grafiğin eksenleri üzerinde değerleri, kategorileri vb. göstermek üzere kullanılan kısa dik çizgiler.
TIFF (Tag Image File Format) : TIFF. Bazı kişisel bilgisayarlarda kullanılan ve taranmış imgeleri saklamak ya da alıp vermek için yararlanılan grafik dosya formatı.
Time alignment: Zamanlama ayarı. İki sürecin görece zaman referanslarının uyumlu kılınması.
Timeout: Zaman aşımı. Belirli bir zaman dilimi sonunda olması beklenen bir olayın gecikme dolayısı ile gerçekleşmemesi.
Timer: Zamanlayıcı. Zamanı ölçmek üzere içeriği dönemli olarak değiştirilen yazmaç.
Toner: Toner, toz mürekkep. Lazer yazıcılarda ya da fotokopi makinelerinde kullanılan toz halindeki mürekkep.
Tool: Araç. Bir uygulama programını geleneksel programlama dillerini kullanmak gerekmeden geliştirmelisine elveren yazılım.
Toolbox: Araç kutusu. Bilgisayarda kullanıcının fare tıklaması ile harekete geçirebileceği fonksiyonları bir arada gösteren kutu ya da palet.
Transaction: İşlembilgi, hareket. Toptan ya da uzaktan iş girişinde bir iş ya da iş adımı. Bir iş istasyonu ile bir başka aygıt arasında, örneğin müşterinin hesabına para girmek, gerçekleşen işlem. Bir uygulama programına gönderilen ve bir işin ya da sürecin oluşmasına yol açan veri girişleri.
Transmission: İletim. İletilerin bir noktadan bir ya da birkaç noktaya taşınması eylemi.
Transparent: Saydam. Kullanıcı tarafından yürütümü, çalışması, gerçekleştirimi algılanmayan alet, işlem, program. Veri iletiminde kontrol karakterleri içermeyen veriler. Işığı olduğu gibi geçiren, varlığı gözle ayırt edilmesi zor olan madde.
Trial: Deneme. Bir olayı oluşturmak üzere olasılıksal bir tasarımla yapılan deney.
True color: Gerçek renk. Bilgisayar ekranlarındaki yeşil, kırmızı ve mavi renklerin sekizer bitle, toplam 24 bitle gösterildiğinden elde edilen renkler.
Tuner: Radyo alıcısı. Audio yükselticisini içermeyen radyo ya da bir alıcı kanal ayar mekanizması.
Tuning: Ayarlama. Bir aygıtın bir ya da daha çok sayıda parametresini ayarlayarak çınlama frekanslarından birini uyumlama. En iyi başarımı elde edebilmek için bir sistem ya da devrenin frekansa göre uyumlanması.
Tutorial: Eğitim kursu. Eğitim amaçlı sunulan bilgi. Bir yazılımı kavramak için verilen eğitim bilgileri.
Type: Tip. Örneğin tip öznitelikleri, tip bildirimi
Safety factor: Güvenlik katsayısı. Bir öğenin doğru çalışmasını sağlamak üzere tasarımda öngörülen güvenlik payı.
Sample: Numune, örnek. Bir evrenin belirli bir özelliğini incelemek için o evreden seçilen birimler topluluğu. Örnekleme yöntemiyle yürütülecek herhangi bir çözümleme çalışmasında kullanılmak üzere seçilen örnek öğeler kümesi.
Sanitizing: Bir manyetik ortama yazılmış her türlü bilginin tümüyle silinmesi için gereken işlemler.
Satellite access protocol: Uydu erişim protokolü. Dağıtılmış VSAT terminallerinin paylaşılan uydu kanalına erişmelerini düzenleyen kurallar.
Satellite bandwidth: Uydu bant genişliği. Uydu kanallarının frekans bant genişliği.
Satellite-cellular telephone: Uydulu telsiz telefon. Uydu üzerinden hücresel telefon. Hem uydu sistemine göre hem de karadaki hücresel sisteme göre işleyebilen iki kipli telefon.
Save to: Saklamak, belleğe atmak. Yazı işlemede bir metin parçasını dosyada saklama işlemi. Verileri ana bellekten ikincil belleğe kopyalama.
Scalability: Ölçeklenebilirlik. Hız ve kapasite bakımından daha üstteki ve alttaki platformlarda iş görmeye devam edebilme.
Scan: Taramak, gözden geçirmek. Parça parça gözden geçirmek. Bilgisayar ekranında yazılmış metni gözden geçirmek.
Scannability: Kolay okunurluk. Bir göz atmayla amaç ve içeriğinin kolayca algılanabilir olması.
Scheduled maintenance : Programlı bakım. Belirli bir zaman programına göre yürütülen koruyucu bakım.
Screen: Ekran. İmgelerin yansıtıldığı yüzey.
Screen saver: Ekran koruyucu. Belirli bir süre kullanılmadığında ekranı karartan ya da seyrek hareketli görüntülerle kaplayan program.
Script: Belirli bir işi gerçekleştirmek için gereken görev adımları.
Scripted message: Hazır mesaj. Belirli bir durumda bir insanı bilgilendirmek amacıyla önceden tasarlanıp hazırlanmış mesaj.
Scroll bar: Kaydırma çubuğu. Bir parametrenin değerini kaydırma çubuğunun yatay ya da dikey oynatılması ile değiştirmeye yarayan grafik arayüz öğesi.
Scrolling menu: Akıtmalı menü. Bir fare ya da tuşla açılan, ancak açıldığında tümü ekranda gösterilmeyip akıtma ile devamı görülebilen menü.
Scrolling menu: Akıtmalı menü. Bir fare ya da tuşla açılan, ancak açıldığında tümü ekranda gösterilmeyip akıtma ile devamı görülebilen menü.
Scrolling mouse: Ruletli fare. Tıklama tuşlarından başka ekranda akıtma eylemini gerçekleştiren bir tekerciği olan fare.
Sealable equipment: Sızdırmaz donanım. Kutu ya da muhafazası içine kapatılarak ya da kilitlenerek korunan donanım.
Seamless network: Saydam ağ. Teleiletişim ağı içinde bir noktadan diğerine sorunsuzca iletişim kurulmasına engel olabilecek veriler üzerinde herhangi bir değişikliğin yer almadığı ağ.
Search directory: Arama dizini. Gönderme yapılan sitelerin kategorilere ayrıldığı, bağlantılı metin bağları ile ulaşılan ve bu sitelerin envanterinin tutulduğu örün sitesi.
Search engine: Arama motoru. Anahtar sözcükler kullanarak bir örün gezgini kullanan Internet kullanıcısına bilgilere erişimi sağlayan ve değişik Internet kaynaklarının içeriklerinin dizinini çıkaran program.
Secondery bus: İkincil veriyolu. Bilgisayar donanımında, birincil veriyolu arızalandığında kartlar arasında veri iletişimini sağlayan veriyolu.
Secret key: Gizli anahtar, kişisel anahtar. Bilgisayar güvenliğinde sadece kişinin bildiği ve başkalarının eline geçtiğinde güvenlik tehdidinin oluşacağı anahtar.
Secure http: Güvenli http. Bilgisayar ağları üzerinde, özellikle kredi kartı ile ödemelerde kullanılan güvenli http protokolü.
Secure voice equipment: Şifreli ses donatımı. Güvenli ses donatımı.
Security classification: güvenlik sınıflaması. Bir bilgi öğesine gereksindiği korumaya göre verilen güvenlik oranı.
Security counter – measures: Güvenlik önlemi. Bir bilgisayar sisteminde bilgi güvenliğini tehdit eden tehlikelere karşı savunma önlemleri.
Security management: Güvenlik yönetimi. Bilgisayar ağlarına, ağa erişimi denetleyen, yetkilendiren ve kimlik tanılaması yapan yönetim işlevi.
Segment: Bir programı oluşturan, bir ölçüde birbirinden bağımsız çalışabilen yordamlardan herbiri.
Selection: bir öğeler topluluğunda belirli ölçüleri sağlayan nesneleri tanılama. Bir veritabanında belirli ilişkileri sağlayan grupları bulma.
Selector switch: Seçici anahtar. Birçok kontrol devresinden birini seçmekte kullanılan ve elle işletilen çok konumlu anahtar.
Self-extracting file : Kendini açabilen dosya. Dışardan sağlanan bir programa gereksinmeden sıkıştırılmış halinden kendi kendine açabilen dosya.
Serial port: Seri kapı. Dış modem ya da fare aygıtı örneklerinde olduğu gibi seri kipte çalışan aygıtları bağlantılamak için kullanılan ve bitlerin her saat darbesiyle teker teler iletildiği kapı.
Server: Sunucu. Bilgi işlem düzenlerinde gelen bir iş isteğini yerine getirmekle yükümlü ya da bu rolü protokol gereği benimsemiş bilgisayar. Bilgisayar ağında başka bilgisayarlara hizmetler veren bilgisayar.
Server application: Sunucu uygulaması. Dinamik bir link ile istemci uygulamasındaki bir hedef belgeye bağlanacak veriler ya da hedef belgedeki bir nesneye gömülecek nesne içeren belge yaratan uygulama.
Shared access: Paylaşımlı erişim. Verilere aynı anda birden fazla kullanıcının erişebilmesi.
Shareware: Paylaşılan yazılım. Bilgi hizmet sunucuları tarafından kullanıcılara ücretsizce dağıtılan ve deneme mahiyetinde olan yazılım.
Shell: Bir bilgisayarın işletim sistemi ile kullanıcı arasında yer alan ve klavye, dokunmalı ekran ya da işaretçiyle yapılan kullanıcı girişlerini yorumlayıp işletim sistemine ileten arayüz.
Spelling Checker: Yazım denetleyicisi. Bilgisayardaki metinlerin yazım denetimini, bir yazım sözlüğü aracılığı ile gerçekleştirilen program.
Starter diskette: Başlatma disketi.
Static IP Number: Statik IP adresi.bir servis sağlayıcı tarafından özellikle sunuculara ve veritabanlarına verilen değişmez IP adresi.
Status code: Bilgisayarda bir işlemin, örneğin taşıma, eşlik denetim hatası, elde, vb gibi sonucunu belirten kod.
Storage structrure: Bellek yapısı. Verilerin bellekteki, ilişkilerini koruyacak şekilde tasarlanmış saklatım yapısı.
Streaming data: Duraksız veriler. Çoklu ortam içerikli ve sunucudan istemci terminaline sürekli iletim halinde gönderilip okutulabilen veri.
Streaming media player: Akıtmalı çoklu ortam okuyucusu. Bir çoklu ortam sunucusundan gelen verileri açıp gerçek zamanda okuyabilen dolayısıyla ekrana görüntü, hoparlöre ses olarak gönderebilen, istemcinin terminaliyle bütünleşik yazılım.
Subnet mask: Alt ağ maskesi. Internet protokolü uygulayan ağlarda IP adresi içinde bir alt ağı belirlemek için kullanılan maske.
Subscriber groupe: Abone grubu. Aynı tür hizmeti kullanan abonelerin grubu.
Supervisor: Bir işlemin, pogramın vb. yürütümünü izleyen program.
Surround sound: Dörtlü stereo, çok hoparlörlü ses.
Swap image: Bukelamun imge. Bir örün sayfasındaki imgenin, farenin üzerinden geçirilmesi sonucu şeklini ya da rengini değiştirmesi.
Switch: Anahtar, şalter. Bir devrenin bağlantısını değiştiren veya açıp kapayan aygıt. Bir ağın düğümlerinde yer alan ve devreleri, mesajları yönlendiren devre.
System clock: Sistem saati. Mikroişlemcilerde gerek dışarısı ile veri alış verişini gerekse de içindeki veri alışını işlemeye ürettiği darberlerle eşzamanla bilgisi sağlayan elektronik devre.
System configuration: sistem düzenleşimi, sistem yapılanışı. Genellikle bir bilgisayar sistemini oluşturan birimleri, alt sistemleri de göstererek belirleyen herhangi bir çizim ya da liste.
System disk: Sistem diski. Bilgisayarın çalışmaya başlaması için işletim sisteminin sadece gerekli kısımlarını barındıran disk.
System maintance: Sistem bakımı. Bir bilgisayar sisteminde, sistemin değişen koşullara ya da isterlere uyarlanması, hataların düzeltimi, başarımın iyileştirilmesi gibi işler.
System resource: sistem özkaynakları. Bilgisayar sistemi tarafından kontrol edilen programlar, aygıtlar ve işlere ayrılan bellek alanları.
RAM/Random Access Memory: Rasgele erisimli bellek. Herhangi bir bölümüne dogrudan erisilebilen bellek tipidir.
RAM DISK: Disk gibi kullanilmak için ayarlanmis ram tipine verilen isimdir.
RANDOM ACCESS: Rasgele erisim. Verilere dogrudan erisimi saglayan yöntemdir.
RANGE: Kelime islem uygulamalarinda tablo üzerindeki bir yada daha fazla komsu hücre toplulugudur.
RDBMS/Relational Database Management System: Iliskisel veritabani yönetim sistemi. Veritabani yazilimina verilen isimdir.
READ: Okuma. Disk üzerindeki verileri islemek için yapilan islemdir.
README FILE: Beni oku dosyasi. Yazilimlar hakkinda bilgi edinmek için üretici firma tarafindan hazirlanmis dosya.
READ ONLY: Salt okunur. Sadece görüntülenebilen üzerinde degisiklik yapilamayan anlamina gelir.
READ WRITE: Okunur yazilir. Hem görüntülenebilen hem de üzerinde degisiklik yapilabilen anlamina gelir.
REAL TIME: Gerçek zamanli. Gerçek zamandaki hizda olan anlaminda kullanilir.
REAL TIME CLOCK: Bilgisayar kapatilsada zamani izlemeye devam eden saate denir.
REBOOT: Yeniden yüklemek. Bilgisayari kapatip açma islemine verilen isimdir.
RECALCULATE: Yeniden hesaplama. Kelime islem uygulamalarinda tablolar üzerindeki formül degistirildiginde yeni durumu göstermek için hesaplamalari yeniden yapar.
RECORD: Kayit. Veritabanlarini olusturan bilgi birimidir.
RECOVER: Geri almak, kurtarmak. Silenen bir dosyanin tekrar kullanilabilir hale getirilmesi islemidir.
*******: Bir aygiti yenileme islemidir. Bu islem yazilim ile yapilir.
REGISTER: Merkezi islem biriminin üzerindeki veri depolama alanina verilen isimdir.
RELATIONAL DATABASE: Iliskisel veritabani. Verilen tablolar halinde saklandigi veri tabani seklidir.
RELATIONAL OPERATOR: Karsilastirma operatörü. Iki deger arasinda karsilastirma yapan operatör tipidir.
REMOTE: Uzak. Ag ortaminda bulunmayan kaynak veya bilgisayarlar için kullanilir.
REMOTE CONTROL: Uzaktan kontrol. Disaridan bir yazilim yardimi ile bilgisayari yönetme islemidir.
RENAME: Yeni isim verme islemi.
REPAGINATE: Kelime islem yazilimlarinda sayfaya ekleme çikarma yapildikça sayfalari otomatik olarak ayarlar.
REPLACE: Bir nesnenin yerine yeni bir nesne koyma islemidir.
REPORT: Verilerin belli bir biçme göre düzenlenmis haline denir.
RESERVED WORD: Programlama dillerinde özel bir anlami olan sözcüge verilen isimdir.
RESET BUTTON: Bilgisayarimiz tikandiginda yeniden baslatmak için kullanilan dügme.
RESOLUTION: Çözünürlük. Ekrandaki görüntünün ya da yazicidan çikan çiktinin netligidir.
RESOURCE: Kaynak. Kullanilabilir veriler için kullanilir.
RESTORE: Yedeklenen dosyalari yeniden bilgisayara yükleme islemidir.
RETURN KEY: Return tusu. Imleci bir sonraki satirin basina götürür.
RTF/Rich Text Format: Microsoft firmasi tarafindan gelistirilen bir belge biçimlendirme standardidir.
RISC/Reduced Instruction Set Computer: Azaltilmis komut setli bilgisayar. Az sayida komutla çalisan mikroislemci tipine denir.
ROBOTICS: Robot ve robot teknolojileri üzerinde çalisan bilgisayar bilimleri ve mühendislik alani.
ROM/Read Only Memory: Bilgilerin üzerine bir kere yazildigi bir daha degistirelemedigi bellek tipi.
ROOT DIRECTORY: Kök dizin. Dosyalama sistemlerinde en üst sirada bulunan ve isletim sistemi tarafindan belirlenen dizindir.
ROUTINE: Rutin. Bir programin belli bir isi üstlenen bölümün denir.
RS 232C: Seri aygitlari bilgisayara baglamak için kullanilan bir arayüz standardidir.
RULER: Cetvel. Kelime islem yazilimlarinda Ekranda düse yada yatay olarak yer alan ölçek alinacak çizgiye verilen isimdir.
RUN: Çalistirmak. Bir programi çalistirmak için kullanilir.
RUNTIME ERROR: Bir programin çalismasi sirasinda ortaya çikan hataya verilen isimdir.










